21 Ağustos 2015 Cuma

Reply 1994

         Bizim Mahallenin Çocukları-Reply 1994


    Yazıya nereden başlasam diye düşünürken şunu fark ettim ki ben olumsuz eleştiri yapmayı pek sevmiyorum. Yani elbette beğenmediğim şeyler oluyor ama bunlarla ilgili değerlendirme yapmaktan kaçınıyorum sanırım. Beğenmediğim bir şey hakkında yazı yazmak zaman kaybı gibi geliyor, böyle hissediyorum. Kim bilir belki bir gün huy değiştiririm :) Girizgahtan da anladığınız üzere yine çok beğendiğim bir diziden bahsedeceğim. Hazır mıyız?
   Evet "Reply" serisinin ikincisi yani Reply 1994'ü izledim, çok sevdim ve yazmazsam içimde kalır diye düşündüm. Tabi izleyeli biraz zaman oldu aslında ama tembellik başa bela...Nihayet yazma hissiyatı doğdu ve geçtim klavyenin başına. Tabi ki bu yazı; uzun zamandır aklımdan parça parça görüntüler halinde geçen, bu esnada da yüzümde tebessüm bırakan bir dizi hakkında olmalıydı.
    Çok kısa şunu da söylemeliyim ki Reply 1997'yi de izledim ve gerçekten beğendim ama benim için 94' ün yeri başka kaldı hep. Belki duygu durumum belki yaşım gereği belki de bir sebebi yoktur işte ne bileyim... :) Daha da uzatmadan başlıyorum artık.
   Taşradan Seul'e taşınmış ve öğrenci pansiyonu işletmeye başlamış bir ailenin hikayesi bu. Ailenin üniversiteye başlayan kızları ve pansiyona taşınan diğer öğrencilerin üniversite  yılları ve sonrasında iş hayatına atıldıkları zamanları büyük bir keyifle izleyeceksiniz. Dizideki çevirisiyle "taşralı hödükler" sizi de güldürecek, duygulandıracak ve hayatınızdan biriymiş hissiyatı uyandıracak benden söylemesi.
   Gelelim kişilere...Pansiyon sahibi anne ve babadan bahsedecek olursak; pansiyonun bütün yükünü omuzlanan anne ve beysbol koçluğu yapan baba pek de yabancı sayılmaz.
      
  
 Evet izleyenler bilir ki 97 ve 94 'te her iki seride de anne ve baba karakterini aynı oyuncular oynuyor. İki seride de  aynı oyuncuların oynaması, fakat zerre kadar bir rahatsızlık hissi vermemesi bence dizinin ve oyuncuların başarısını ortaya koyuyor.
  Annenin kazan kazan yemek yapıp hepsine annelik edişi, babanın o mimikleri ve dizinin geneline hakim "meeee" efekti gönüllerimizde taht kurmayı başardı bence.




   


 İşte bu da evin kızı Na Jeong. Dizinin işleyişi gereği bu kızımızın gelecekteki kocası dizinin sonuna kadar tam olarak belli olmayacak. Tabi ip uçları ve hissiyatımız bize kim olduğunu söyleyecek o ayrı ama son bölüme kadar "olabilir mi ya? acaba mı?" diyebilirsiniz içinizden.
Zaten güzel olan da bu değil mi? :)








                     Hazır konu kızımızın damat adaylarından açılmışken o adayları da şuracığa iliştireyim :)






      Siz adaylara bakadurun ben geçeyim diğer karaktere...

   Lakabı "Çöp" olan ve bu lakabın sonuna kadar hakkını veren, Sseureki. Şu oturuşuyla da tam bir çöp olsa da diziyi izleyenler hak verir ya da izleyecek olanlar da ilerde hak verecektir ki seyrettikçe her geçen bölümde kendine daha da hayran bırakır adamı.
       









Dizinin mütevazı beysbol oyuncusu Chil Bong da keşke herkesin hayatında böyle bir insan olsa dedirten cinsten. Naif ,  sevimli, düşünceli... daha ne olsun.  
   


 Pansiyonun diğer misafirleri de dizinin olmazsa olmazları. Yoon Jin,  Samcheonpo, Haitai,  Binggrae. Her bir karakterde kendinizden bir şeyler bulacaksınız. Çünkü   bu içinde olaylardan çok "insan" olan bir dizi. 90'ların o tanıdık hallerine tanıklık edecek, dünya kupasını bile hatırlayacaksınız. Ankesörlü telefonlar, kasetler, kocaman cep telefonları size hiç de yabancı gelmeyecek.

  Son olarak bir kaç replik ekliyorum. Bundan sonra paylaşılanlar diziyle ilgili bilgi verebilir benden söylemesi. İzlemeyenler izledikten sonra bakabilirler ya da dayanamıyorsanız da göz ucuyla bakıverin canım ne olacak :)




Bu video da benden size bonus olsun, iyi seyirler :)
Not: Güzel çevirileri için Yeppudaa ailesine teşekkürler.
  




0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Pages

© 2011 "Eflâtun rengi hayaller kuran bir suskunun sözleridir.", AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena