18 Mayıs 2012 Cuma

Sultanı Öldürmek

    Ve işte ilk yazımı yazıyorum sonunda, hani başladıktan sonra gerisi gelir ya bende öyle umut ediyorum. Üç gün önce Bursa'da güzel bir söyleşi gerçekleşti. Bursa Kültür A.Ş.'nin 'Kültür Sohbetleri' etkinlikleri aracılığıyla Ahmet Ümit bizlerleydi. Ahmet Ümit ve söyleşiden bahsetmeden önce söyleşinin yapıldığı yerle ilgili biraz bilgi vereyim.
    Faruk Saraç Meslek Yüksek Okulu, 19.yüzyıldaki adıyla Fabrika-ı Hümayun 1852 yılında Muradiye'de kurulmuştur. Bursa’da geleneksel olarak ipek üretimi ve dokumacılığının yaygın olduğu Muradiye' de Cilimboz Deresinin kenarındadır. Sarayda kullanılacak ipek halı ve kumaşların ipliklerini üretmek için devlet eliyle kurulmuş bu kurum o devirdeki bir çok devlet adamını giydirmiş ve Avrupa saraylarına da iş yapmıştır. Son olarak da Faruk Saraç tarafından restore edilip hizmete açılmıştır. Kesinlikle gezilip görülmesi gereken bir yer.
   Gelelim söyleşiye. Gayet sıcak ve samimi bir söyleşiydi ki hatta sohbet desek daha doğru olur. Çünkü dinleyiciler de söyleşi esnasında gayet aktifti. Tabi ki söyleşinin konusu da Ahmet Ümit'in yazarlığa başlayış serüveni ve son kitabı Sultanı Öldürmek üzerineydi. Kitabı aldım ama daha okumadım ki zaten genelde söyleşilere kitabı okumadan katılmayı daha çok seviyorum. Kitabı okumaya daha çok heveslenip daha çok merak uyandırıyor bu durum bende. Her neyse kitapta kalmıştık. Sultanı Öldürmek...Fatih Sultan Mehmed Han'ın şüpheli ölümü üzerine bir roman. Romanı şimdiden çok merak ediyorum ve okuduktan sonra görüşlerimi tekrar paylaşacağım ama söyleşide konuşulanlardan biraz bahsetmek istiyorum. Hani Fatih Sultan Mehmed Han denilince çoğumuzun gözünde elinde kılıçla görkemli bir adam gelir. Doğrudur aslında ama eksiktir çünkü bunun yanında çok iyi bir mühendis ve sanata duyarlılığı olan şair bir adam Fatih. Ama bize yansıtılan hep tek taraflıdır özellikle de tarih söz konusuysa..tabi bu roman sadece bir tarih romanı değil. Ahmet Ümit okurları bilirler polisiye ağırlıklıdır kitapları ve bu kitapta içinde bir çok şeyi barındıran bir polisiye diyebiliriz.
   Kapanışı kitabın arkasından beni en çok etkileyen bir kaç cümleyle yapayım. Bakalım kitabı okumayanlarda da bendeki heyecanı uyandıracak mı? "Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed'in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han'ın cansız bedeni..."

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Pages

© 2011 "Eflâtun rengi hayaller kuran bir suskunun sözleridir.", AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena